Random Posts

  • 7 Ağustos 2014 Perşembe

    'Into The Wild' filminin asıl kahramanı Christopher McCandless

    ‘Bu adam bir harika dostum’ diyerek yazıma başlamak istiyorum. Cristopher ile ‘Into The Wild’ sayesinde tanıştım. Tüm gezginlerin severek izlediği bu filmi, yoldan geçen bir insana izlettirdiğiniz zaman emin olun çantasını hazırlayıp gitmek isteyecektir.

    Takma adı ile Alexander Supertramp olan bu gezginimiz çok çok şeyler başarmış. 1990 yılında Lisans eğitimini tarih ve antropoloji üzerine tamamlayıp, bir aile dostu tarafından kendisine yüksek lisans için verilen 25.000 Amerikan dolarını bir vakfa bağışlayıp; ailesini, arkadaşlarını kısaca yaşadığı toplumu terk ederek 2 yıl boyunca Amerika ve Meksika’nın kuzeyini, kimi zaman yürüyerek kimi zaman otostop çekerek , yanında sadece bir sırt çantasıyla dolaşan evsiz bir gezgin.
     İki yılın ardından asıl hayalini kurduğu ‘Alaska’ için yolculuğuna başlar. Bu onun son yolculuğu olmuş maalesefL  Chris  Nisan 1992 otostop ile Alaska’nın Fairbanks şehrine ulaşır. Son olarak 28 Nisan 1992’de tanıştığı Jim Gallien tarafından ona hediye edilen bir çift bot, iki adet sandiviç ve bir paket mısır cipsi olmuştur. Chris, bir süre sonra terk edilmiş bir otobüsü bulana kadar 64 km yürümüştür. Yanında sadece 4,5kg pirinç , bir yarı otomatik tüfek, bitkiler hakkında bilgi veren bir kitap ve birkaç kamp ekipmanı mevcuttu. Orada geçirdiği süre boyunca hayvanları avlayıp yiyen Chris, kısa notlar ile günlerini not etmeye başlamış. Notları 112 günü içeriyor.



     Yaklaşık 3 ay boyunca otobüste yaşayan gezginimiz, Temmuz 1992 yılında dönmeye karar veriyor.  Fakat geri dönmeye çalıştığında Teklanika Nehri'nin yükselmiş olduğunu fark etti. Av bulamayan Chris, bir gün yaralandı ve zayıflayıp güç kaybetmeye başladı. Nehri geçemeyen Chris etrafa yardım notları bırakmaya başlamıştır. Bu notlarda tam olarak şunlar yazıyordu: Dikkat muhtemel ziyaretçiler. S.O.S. Yardımınıza ihtiyacım var. Yaralıyım, ölmek üzereyim ve buradan çıkmak için yeterince gücüm kalmadı. Tek başımayım ve bu bir şaka değil. Tanrı aşkına, beni kurtarın. Yakınlarda meyve topluyorum ve bu akşam dönmeliyim. Teşekkür ederim, Chris McCandless. Ağustos?
    Alaska’da dört ay boyunca yanında çok az malzeme ile hayatını devam ettirmeye çalışan Chris, Ağustos başlarında zehirli bir bitki tohumunu yiyerek zehirlendi. 12 Ağustos’ta günlüğüne son kaydını düştü ‘Harikulade böğürtlenler’
    18 Ağustos 1992'ye kadar çetelesini tuttuğu günler dışında yaşadığına dair bir iz bırakmayan McCandless 18 Ağustos sabahı Louise L'Amour'un biyografisi olan "Bir Gezginin Eğitimi" adlı kitabın son sayfasını kopardı. Sayfanın bir yüzünde L'Amour'un, Robinson Jeffer'in "Kötü Anlarında Bilgeler" şiirinden alıntıladığı dizeler yer alıyordu. Sayfanın boş olan diğer yüzünde ise McCandless'in kısa bir veda yazısı yer alıyordu: "Mutlu bir hayat yaşadım ve bu yüzden Tanrı'ya müteşekkirim. Hoşça kalın, Tanrı hepinizi kutsasın".

    Cansız bedeni 6 Eylül 1992'de, kaldığı otobüste Butch Killian adlı bir avcı tarafından bulundu. Bulunduğunda 30 kg olarak tartılan bedeninin, bulunmasından yaklaşık olarak iki hafta önce yaşam faaliyetlerine son verdiği düşünülmektedir.

    Chris’in hayat mücadelesi  Sean Penn’i  bile etkileyerek‘Into The Wild’ filmini çekmiştir. Tüm gezginlere ölüm tatlı gelmiştir çünkü onlar yollar da ölmeyi tercih edenlerdendir, kanımca.

    Hiç yorum yok:

    Yorum Gönder

    Fashion

    Beauty

    Culture